Maliye Bakanlığı verilerine göre karar, ülkenin bir önceki yılki 23,7 milyar dolardan Haziran ayında 25,6 milyar dolara yükselen artan kamu borcuyla boğuşurken geldi.
Maliye Bakanlığı’na göre, Uganda hükümeti ülkenin artan borcunu azaltmak için dış borçlanmayı %98 oranında azaltacak.
Bakanlık ayrıca 2025-26 mali yılı için devlet harcamalarında ve iç borçlanmalarda önemli azalmalar yaptığını duyurdu. Genel harcamalar %20’den fazla azaltılacak ve borç baskısını hafifletmek ve bir krizi önlemek için bir sonraki mali yılda Hazine tahvilleri yoluyla iç borçlanmayı %54 oranında azaltacaktır.
Bakanlık verilerine göre karar, ülkenin bir önceki yılki 23,7 milyar dolardan Haziran ayında 25,6 milyar dolara yükselen artan kamu borcuyla boğuşurken geldi.
2023 itibariyle, Uganda’nın kamu borcu, GSYİH’nın %52’sini oluşturan benzeri görülmemiş bir seviyeye ulaşmıştı.
Yükselen kamu borcu, mevcut eğilimi tersine çevirmek için acil acil alınmazsa, potansiyel bir tam teşekküllü borç krizi hakkında kamu endişelerini artırdı.
Hükümet, ödünç alınan fonların ekonomik büyümeyi artırmak için kullanıldığını iddia etse de, kamu borcundaki artış kredi notunun düşürülmesine neden oldu.
Hazine bakanı olarak da görev yapan Maliye Bakanlığı daimi sekreteri Ramathan Ggoobi, Anadolu’ya Uganda’nın yüksek enflasyon ve faiz oranları da dahil olmak üzere birçok şoku atlattığını söyledi.
Maliye ve para politikasından sorumluların borcun ekonomi üzerinde olumsuz bir etkisi olmamasını sağlamak için yorulmadan çalıştıklarına dair güvence verdi.
“Ekonominin büyüklüğü yaklaşık 53 milyar dolara yükseldi ve iyi ekonomik yönetim nedeniyle doğrudan yabancı yatırımlar etkileyici bir şekilde büyüdü, önceliklerimiz arasında büyük kamu borcunun ekonomik büyümeyi etkilememesini sağlamak yer alıyor” dedi.
“Mali konsolidasyon yolunda ilerliyor, borcu sürdürmenin birçok yolu arasında ekonominin büyümesini sağlamak” diye ekledi.
Dünya Bankası’nın Uluslararası Borç Raporu geçtiğimiz günlerde rekor borç seviyelerinin yüksek faiz oranlarıyla birlikte birçok ülkeyi kriz yoluna soktuğunu belirtti.
Rapor ayrıca, “faiz oranlarının yüksek kaldığı her çeyrekte, gelişmekte olan ülkelerin sıkıntılı hale gelmesine ve borçlarını ödeme veya halk sağlığı, eğitim veya altyapıya yatırım yapma gibi zor bir seçimle karşı karşıya kalmasına neden olduğunu” belirtiyor.