Batı metropollerinin gölgesinde doğan bir sanat olan grafiti, şehirleri açık hava galerilerine dönüştürüyor. Afrika’da bu sanat, lojistik ve maddi zorlukların üstesinden gelirken kendini güçlü bir sosyal, politik ve kültürel ifade aracı olarak iddia ediyor.
Genellikle sürekli hareket halindeki alanlar olarak algılanan Afrika şehirleri, grafiti sayesinde yavaş yavaş açık hava galerilerinedönüşüyor. Batı metropollerinin gölgesinde doğan bu kentsel sanat, sosyal, politik ve kültürel mesajlar için görsel bir platform sunarak Afrika’da yavaş yavaş kendini empoze ediyor. Bu sanatsal hareketin benzersiz zorlukları ve başarıları nelerdir?
Afrika grafitilerinin kökenleri
Grafiti ilk adımlarını 1980’lerin sonlarında Batı Afrika’da attı. Senegal’de hükümet tarafından başlatılan Set Setal operasyonu, sakinleri grafiti de dahil olmak üzere sanat yoluyla mahalleleri güzelleştirmek için harekete geçiriyor. Bu yaratıcı ivme, fresklerinde kültürel ve sosyal temaları onurlandıran Senegal sahnesinin öncüsü Batch gibi sanatçılar tarafından hızla benimsenir.
Bugün, Dakar’da Festigraff ve Benin’de Effet Graff gibi festivaller bu sanatı ön plana çıkarıyor. Bu etkinlikler, grafitinin Afrika sanatsal ortamındaki yerini pekiştirerek yerel ve uluslararası sanatçıları cezbediyor.
Rezonansa uyan mesajlar
Grafitinin genellikle imza veya kendini onaylama ile ilişkilendirildiği diğer bölgelerin aksine, Afrika’da bu sanat daha kararlı bir boyut kazanıyor. Afrika fresklerinin gençlerin sözcüsü olması, eşitsizlikleri kınaması, yerel kültürleri kutlaması veya sosyal konularda hükümetlere meydan okuması amaçlanmıştır.
Benin’de grafiti, 940 metre uzunluğundaki anıtsal bir fresk olan miras duvarının içinden Amazonların, Guèlèdè maskelerinin veya Kral Béhanzin’in hikayesini anlatıyor. Bu proje, şehir sanatının Afrika geleneklerini koruma ve geliştirme potansiyelini göstermektedir.

Tunus’ta 2011 devrimi hip-hop sahnesine ve onunla birlikte grafitiye ivme kazandırdı. Kaligrafitileriyle tanınan Shoof gibi sanatçılar, modernliği ve Arap kültürünü karıştırarak bu sanatın evrenselliğine ve uyarlanabilirliğine tanıklık ediyor.
Maddi zorluklardan yerel başarılara
Artan popülaritesine rağmen, Afrika grafiti büyük zorluklarla karşı karşıya. Malzemelere ve altyapıya sınırlı erişim birçok sanatçı için bir frendir. Yine de yerel ve uluslararası girişimler bu engellerin üstesinden gelmeyi mümkün kılıyor.
Gana’daki Yoyo Tinz gibi dernekler, sanatçılara ifade alanları ve ilham kaynakları sunar. Benzer şekilde, Paris Hip Hop festivali sırasında olduğu gibi uluslararası sanatçılarla yapılan işbirlikleri, Afrikalı grafiti sanatçılarının becerilerini zenginleştiriyor ve küresel umutlar açıyor.
Bu şehirli sanatçılar, tüm bir kıtanın mücadelelerini, hayallerini ve miraslarını resmederek yoldan geçenlere renkler, duygular ve yansımalar verir.