“Modernizasyonu ilerletmek ve ortak bir geleceğe sahip üst düzey bir Çin-Afrika topluluğu inşa etmek için güçlerinizi birleştirin.” 4-6 Eylül 2024 tarihleri arasında Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen dokuzuncu Çin-Afrika İşbirliği Forumu’nun (FOCAC) teması budur. Bu bağlamda, “Çin Seddi” ülkesi, son günlerde, Güney Afrika’dan Cyril Ramaphosa, Kamerun’dan Paul Biya, Togo’dan Faure Gnassingbé, Madagaskar’dan Ange Rajoelina, Mali’den Assimi Goïta gibi devlet başkanlarının önderlik ettiği birçok Afrika delegasyonunun yakınlaşma yeri haline geldi.
Afrika Birliği (AU) Komisyonu Başkanı Moussa Faki Mahamat da törene katılırken, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de özel konuk olarak katılıyor. Bu, türünün ilk örneği olmayan ve Çin ile Afrikalı ortakları arasındaki işbirliğini güçlendirmeyi ve yeni perspektifler açmayı amaçlayan bu zirvenin tam kapsamını göstermektedir. Kara kıtanın liderlerini dünyanın en büyük ikinci ekonomisi etrafında bir araya getiren bu zirvenin, Afrika’nın yakalaması gereken bir başka fırsat olduğunu söylemek yeterli.
Halkının çıkarlarını mümkün olan en iyi şekilde nasıl savunacağını bilmek Afrika’ya kalmıştır
Çünkü bu Çin-Afrika forumu, Fransa # Afrika, Amerika Birleşik Devletleri # Afrika, Rusya # Afrika, Japonya # Afrika gibi, birkaçını saymak gerekirse, büyük güçlerin kara kıtaya olan sürekli ilgisinin kanıtıdır. En büyüklerin kıskançlığını uyandıran muazzam potansiyele sahip, kara kıtası mükemmel bir rekabet alanı haline gelen bir kıta. Afrika ile işbirliği çerçevesine sahip olan Hindistan, Brezilya ve Türkiye’yi de eklememiz gereken, birçok talip tarafından her taraftan kur yapılan genç bir bayan gibi. Her halükarda, sanki herkes, bazılarının geleceğin kıtası olarak sunduğu İnsanlığın Beşiği ile olan ilişkilerinden daha iyi yararlanmak için kendini konumlandırmaya çalışıyor gibidir. Afrika, önemli bir hammadde tedarikçisi olmasının yanı sıra aynı zamanda büyük bir tüketici pazarı olduğunda başka türlü nasıl olabilir? Bununla birlikte, bu nedenle, çıkarları her zaman liderlerinin adımlarına rehberlik eden büyük güçler gibi, en iyi ortaklıkları oluşturmak için durumu sağlıklı bir şekilde okumak Afrikalı devlet başkanlarına kalmıştır. Afrika ülkeleri artık ortaklarını çeşitlendirme mantığı içinde oldukları için bağlam daha da elverişli. Bütün bunlar, dış dünya ile ekonomik, politik ve diplomatik ilişkiler haritasını yeniden yapılandırmaktan uzak değil. Bu, yolunu bulmanın ve kazan-kazan ortaklıklarında halklarının çıkarlarını en iyi şekilde nasıl savunacağını bilmenin Afrika’ya bağlı olduğunu göstermektedir. Çünkü, ne kadar öyle olsalar da, büyük güçler Afrika uğruna hayırseverlik ile hareket etmiyorlar.
Pekin, Afrika’daki etkisini güçlendiriyor
Ve her geçen gün yeni ortaklara olan ilginin artması, aynı zamanda Afrika’nın kendi yeteneklerine inanması için bir tetikleyici olurken, geleneksel ortaklarla ilişkilerde daha iyi bir denge kurulmasını gerektiriyor. Bu bakımdan, bu tür zirveler, altmış yıllık bağımsızlığının ardından bugün tarihinde bir dönüm noktasında olan Afrika için değerlidir. Ve Afrikalı liderlerin bu dokuzuncu Çin-Afrika Forumu’na olan belirgin ilgisi, Pekin’in yavaş ama emin adımlarla, Fransa gibi bazı geleneksel ortakların zemin kaybetmekten çok uzak olmadığı bir bağlamda ağını ördüğünün ve Afrika’daki etkisini güçlendirdiğinin kanıtıdır. Geri kalanı için, çok sayıda Afrikalı liderin başka bir gökyüzünün altında akranlarından birinin etrafında toplandığını gören bu tür zirvelerin formatında her zaman hata bulacağız. Görüntü daha da az görkemli, çünkü kıtadaki durum temelden değişmeden birbirini takip eden ve birbirine benzeyen bu toplantılar, bazen bütün bir kıtanın liderlerini yabancı bir devlet başkanı etrafında bir araya getiren lunapark görünümüne bürünüyor. Toplantılar için ayrıcalıklı çerçeveler olması amaçlanan bu zirvelerin, liderlerimiz için tatil anları olarak görünmeyi bırakması gerektiğini söylemek yeterli. Bu aynı zamanda, sahip olduğu potansiyelle Afrika’nın uluslar arasında bir anlaşmaya varılmasında saygı görebilmesi gerektiği anlamına da geliyor. Bu bir vizyon ve siyasi irade meselesidir.