Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (UNGA), 4 Aralık 2023 tarihinde Sahra halkının kendi kaderini tayin hakkına verdiği sarsılmaz desteği bir kez daha teyit etmiştir. 79. oturumunda, Sömürgeleştirilmiş Ülkelere ve Halklara Bağımsızlık Verilmesi Bildirgesi’nde yer alan, Batı Sahra’yı bir dekolonizasyon sorunu olarak teyit eden ve adil ve kalıcı bir siyasi çözüm çağrısında bulunan kilit bir kararı oylama yapmadan kabul etti.
Dekolonizasyon için yasal bir çerçeve
4 Aralık 2024 tarihinde Genel Kurul’da oylanan Batı Sahra ile ilgili BM kararı, Birleşmiş Milletler Şartı ve halkların kendi kaderini tayin etme hakkını güvence altına alan 1514 (1960) sayılı karar da dahil olmak üzere temel ilkelere dayanmaktadır. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Özel Temsilcisinin, Sahravilerin kendi kaderini tayin etmesini sağlayan karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözümü amaçlayan 1754 (2007) sayılı kararla başlatılan müzakere sürecini yeniden başlatma çabalarını da memnuniyetle karşılamaktadır.
Buna ek olarak, dekolonizasyonla ilgili 24 Komitesi’ni takibine devam etmeye davet etti ve Genel Sekreter’den bir sonraki oturuma bir rapor sunmasını istedi.
Bu tutum, ABAD’ın son kararıyla daha da güçlenmiştir
Bu karar, Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) tarafından 4 Ekim 2024 tarihinde verilen önemli bir kararın devamı niteliğindedir. Mahkeme daha sonra Avrupa Birliği ile Fas arasında işgal altındaki Sahra topraklarını yasadışı bir şekilde içeren iki ticaret anlaşmasını iptal etti. Tarım ve balıkçılığı kapsayan bu anlaşmalar önemli bir ekonomik çıkarı temsil ediyor: AB, Fas’ın Batı Sahra’dan yaptığı ihracatın yılda 600 milyon Euro civarında olduğunu tahmin ediyor.
Polisario Cephesi’nin temyiz başvurusu üzerine alınan bu tarihi karar, Sahra haklarının uluslararası alanda tanınmasında ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır. ABAD’a göre, AB, Batı Sahra’yı dahil ederek, BM kararlarını ihlal ederek, kendi kendini yönetmeyen bir bölge üzerindeki Fas egemenliğini zımnen tanımış olacaktı.
Başlıca ekonomik ve politik çıkarımlar
Bu anlaşmaların iptali, Fas ile Avrupa Birliği arasındaki, özellikle tarım ve balıkçılık sektörlerindeki ticari ilişkileri bozmaktadır. Fas için bu karar, uluslararası sahnedeki konumunu zayıflatıyor. Bu arada AB’nin şimdi ekonomik ortaklıklarını uluslararası hukuka uyacak şekilde yeniden düşünmesi gerekiyor.
UNGA kararı, Batı Sahra’nın dekolonizasyonu ilkesini her zaman savunan Cezayir’in konumunu güçlendiriyor. Polisario Cephesi’nin tarihsel bir destekçisi olan Cezayir, bu kararı, halkların kendi kaderini tayin hakkı ve uluslararası hukuka saygı lehine olan sürekli politikasının bir doğrulaması olarak görüyor.
Sahravi egemenliği için güçlü bir sinyal
Bu BM kararı, ABAD’ın son kararlarıyla birleştiğinde, kendi kendini yönetmeyen bölgelerin yönetiminde halkların kendi kaderini tayin hakkının ve uluslararası yasallığın merkeziliğini yeniden teyit etmektedir. Ayrıca, bu çatışmada doğal kaynakların önemini hatırlatıyor ve Sahravilerin rızası olmadan Fas tarafından yasadışı sömürülmelerini kınıyor.
Sahra halkı ve destekçileri, özellikle de Polisario Cephesi için, BM’nin tutumu ile ABAD’ın tutumu arasındaki bu yakınlaşma, kalıcı bir çözüme doğru atılmış önemli bir adımdır. BM kararı ve ABAD kararının birleşimi, Batı Sahra’nın dekolonizasyon sürecini hızlandırabilecek önemli bir yasal ve siyasi emsal oluşturmaktadır.