Rustik görünümü ve çirkin takma adıyla uzun süredir alay edilen Babenda, Burkina Faso’dan gelen bu yaprak yahnisi, şimdi ulusal gururun gerçek bir sembolü.
Bir zamanlar yoksulların yemeği olarak kabul edilen restoran, şimdi temellere dönüş hareketi ve mutfak kimliği arayışı tarafından yönlendirilen yenilenmiş bir ilginin tadını çıkarıyor. Bu mütevazı yemek gölgelerden ışığa nasıl gitti?
Bir Mossi mirası ve değişken bir geometri tarifi
Babenda’nın kökenleri Burkina Faso’daki Mossi etnik grubunun kültürüne dayanmaktadır. Kuzukulağı yaprağı, bonronbourou, pirinç, soumbala (fermente balık), yer fıstığı tozu ve bazen shea yağından yapılan bu yemek, her şeyden önce geçim gereksinimlerine bir yanıttı. Hazırlanması, uzun ama basit, zor bir ekonomik bağlamda erişilebilir olan bileşenlerden yararlanmayı mümkün kılar. Pişirme sırasında potas ilavesi, yaprakların asidik tadını yumuşatır ve başlatılanlar tarafından takdir edilen bir tat dengesi sağlar.
Küçümsemeden Saygıya: Ulusal Gururun Rolü
Görünüşü nedeniyle eskiden baag benda (“köpek külotu“) olarak adlandırılan babenda, uzun süredir bir imaj eksikliğinden muzdaripti. Ancak Burkina Faso, özgünlük ve kültürel egemenlik arayışında bu yemeği rehabilite etmeyi başardı. Sankarist ideoloji, ünlü “Burkinabè’yi tüketelim” sloganıyla bu dönüşümde kilit bir rol oynadı. Bugün, babenda, Faso dan fani tekstilleri ve warba müziğinin yanı sıra ulusal amblemler rütbesine yükseltilmiştir.
Uluslararası bir atılım ve modern uyarlamalar
Babenda’nın başarısı Burkina Faso sınırlarında bitmiyor. Tarifler artık mutfak platformlarında dolaşıyor ve egzotik mutfak severleri cezbediyor. Vegan ve organik trendlere uyarlanan yemek, sorumlu tüketim konusunda endişe duyan bir müşteri kitlesine hitap ediyor. Bununla birlikte, Batı restoranlarının menülerindeki nadir olması onu imrenilen bir yemek haline getiriyor. Bu durum, bu yemeğin anavatanla güçlü bir bağ kurduğu Burkinabe gurbetçileri arasında nostalji uyandırıyor.