Cibuti, Doğu Afrika’da, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ne kıyısı olan küçük ama etkileyici bir ülkedir.
Kuzeyinde Eritre, batısında ve güneyinde Etiyopya, güneydoğuda ise Somali ile komşu olan Cibuti Arap Yarımadası’na sadece 20 kilometre uzaklıktadır. Başkenti ise ülkenin kendi adını taşır.
Ülkenin yüzde 95’i Müslümandır ve resmi dilleri Fransızca ile Arapça’dır; Somalice ve Afarca da yaygın olarak konuşulmaktadır.
Cibuti, 1977’de bağımsızlığını ilan etmiş ve son yıllarda turistik cazibesi ile göze çarpmaya başlamıştır.
Sörf, su kayağı, rüzgâr sörfü ve etkileyici doğal güzellikleriyle adeta bir doğa harikasıdır.
Cibuti’de benzersiz doğa harikalarını keşfederken hem macera hem de huzur bulabilirsiniz.
Gelin beraber Cibuti’de neler yapılabilir bakalım.
Assal Gölü

Afrika’nın en alçak noktası olan Assal Gölü, deniz seviyesinin 156 metre altında yer alıyor ve bu özelliğiyle kıtanın en dikkat çekici doğal oluşumlarından biri olarak göze çarpıyor. Cibuti’de bulunan bu krater gölü, aynı zamanda Antarktika dışındaki en tuzlu göl olarak biliniyor. Yüzölçümü yaklaşık 54 kilometrekare olan göl, tuz oranı bakımından dünya sıralamasında Don Juan Gölü’nden sonra (%40) ikinci sırada yer alıyor. Gölün çevresindeki manzara adeta bir renk cümbüşü sunuyor: beyaz tuz tabakaları, yeşil bitki örtüsü ve gölün mavisi, göz alıcı bir tablo oluşturuyor. UNESCO tarafından Dünya Mirası alanına giren Assal Gölü eşsiz tabiatıyla doğa severleri ziyaretine bekliyor.
Danakil Çöküntüsü

Danakil Çöküntüsü, Cibuti sınırına yakın bir noktada, Afar Üçgeni’nin bir parçası olarak bulunuyor. Bölge, deniz seviyesinin 100 metre altında yer alıyor ve gezegendeki en yüksek ortalama sıcaklığa sahip yerlerden biri olarak tanınıyor. Ayrıca, bu bölge 3,2 milyon yıllık ünlü insansı fosil Lucy’nin (Australopithecus afarensis) bulunduğu yer olarak da biliniyor. Danakil Çöküntüsü’nün en dikkat çekici özelliği, bu bölgenin içinde yer alan ve olağanüstü doğa güzellikleri sunan Dallol’dur. Erta Ale sıradağlarının kuzeydoğusunda bulunan Dallol, renkli hidrotermal havuzlarıyla ünlüdür. Bu havuzlar bazen yeşil, bazen turuncu renklerde olup, Dallol yanardağı kraterinin parçaları olarak ortaya çıkıyor. Danakil çöküntüsünün eşsiz manzarasını ve benzersiz doğa güzelliklerini 4×4 turlarıyla keşfedebilirsiniz.
Abbe Gölü

Doğu Afrika’nın etkileyici doğal güzelliklerinden biri olan Abbe Gölü, Etiyopya ile Cibuti sınırı arasında konumlanmış bir tuz gölüdür. 45,000 hektar yüzey alanı ile geniş bir bölgeyi kaplayan bu göl, 34,000 hektarı su ile dolu ve geri kalan 11,000 hektarı ise sadece tuzla kaplı. Ortalama derinliği 36 metre olan Abbe Gölü, tuzlu suyu ve etkileyici manzaralarıyla dikkat çekiyor. Abbe Gölü, özellikle gizemli buhar çıkaran gök yüksekliğindeki kireçtaşı bacalarıyla ünlüdür. Bu doğal yapılar, gölde bulunan tuzlu su ve tuz kristalleriyle birleşerek eşsiz bir manzara oluşturur.
Moucha Adası

Moucha Adası, çevresindeki Maskali Adası ve diğer küçük adalar ile mercan kayalıklarıyla birlikte bir ada grubunu oluşturur. Bu adalar, “Moucha Adaları” olarak anılır ve bölge, dalış, yüzme, şnorkelli yüzme ve balık tutma gibi su sporları için ideal bir ortam sunar.
Adanın mercan resifleri, renkli deniz altı yaşamını gözlemlemek isteyenler için mükemmel bir fırsat sunar. Ayrıca, Moucha Adası’nın beyaz kumsalları ve berrak denizi, ziyaretçilere huzurlu ve keyifli bir tatil deneyimi sağlar.
Tadjoura Körfezi

Cibuti’nin üçüncü en büyük şehri olan Tadjourah, ülkenin doğu kıyısında yer alıyor alıyor ve turizm açısından önemli bir merkez olarak dikkat çekiyor. Mercan ve balık türleri için dünyanın en zengin bölgelerinden biri olan Tadjoura Körfezi hem dalış hem de su altı fotoğrafçılığı meraklıları tarafından oldukça rağbet gören plajları, Kızıldeniz’in güzel mercan resiflerine geziler ve su sporları ve su bazlı aktiviteler içeren günübirlik geziler için popüler bir başlangıç noktasıdır.
Goda Dağları

Cibuti’nin doğal güzellikleri arasında öne çıkan Goda Dağları ve yakınlardaki Mabla Dağları, bölgenin ekosisteminin korunmasında önemli bir rol oynuyor. Bu dağlar, Cibuti mahmuzlu kuşları için hayatta kalan son sığınaklardan biri olmasının yanı sıra, bir zamanlar Doğu Afrika’nın yaygın ağaç türü olan Doğu Afrika ardıçlarının kalan yaşam alanlarını da barındırıyor.
Dağların sunduğu huzurlu manzaralar, Afar köylerinin geleneksel yaşamını gözler önüne seriyor. Doğa severler, bu bölgede yürüyüş yaparken hem etkileyici doğal güzellikleri hem de yerel kültürel özellikleri
keşfetme imkanı bulabilirler.