Benin, Paris müzayedesinde Dahomey eserlerinin satışını durdurmada zafer kazandı

130 yıl önce Fransa’ya götürülen kalıntılar, şu anda Benin ve Togo’da bulunan güçlü Dahomey Krallığı’nın sembolleri olarak görülüyor.

Newstimehub

Newstimehub

23 Ara, 2024

130 yıl önce Fransa’ya götürülen kalıntılar, şu anda Benin ve Togo’da bulunan güçlü Dahomey Krallığı’nın sembolleri olarak görülüyor.

Benin’in kültürel mirası için önemli bir zaferde, hükümet, Paris’te bir müzayedede çekiç altına alınmak üzere hazırlanan Dahomey Kralı Behanzin’e bağlı değerli eserlerin satışını durdurmak için başarılı bir şekilde müdahale etti. 130 yıl önce Fransa’ya götürülen kalıntılar, şu anda Benin ve Togo’da bulunan güçlü Dahomey Krallığı’nın sembolleri olarak görülüyor.

Müzayedeye çıkarılacak eşyalar arasında, Kral Behanzin’e ait, yenilmiş bir düşmanın karaciğerini tutan bir elin yer aldığı tahta bir asa da vardı. Bu ve diğer kraliyet kıyafetleri, krallığın 1894’te Fransız kuvvetleri tarafından yenilgiye uğratılmasının ardından Dahomey’den alındı. 1889’dan beri Dahomey’i yöneten Kral Behanzin, yenilgisinden sonra Fransa’ya sürgün edildi ve en değerli eşyalarından bazıları sömürge yetkilileri tarafından ele geçirilerek Fransa’ya nakledildi.

Benin Devlet Başkanı Patrice Talon, müzayede organizatörlerini değerli kalıntıları satmamaya çağırarak satışın durdurulmasında önemli bir rol oynadı. Müdahale, Benin’in sömürge döneminde yağmalanan kültürel eserleri geri alma yönündeki daha geniş kapsamlı çabasının bir parçası olup, ülkeler çalınan miraslarının iadesini ararken Afrika genelinde ivme kazanan bir harekettir.

1620’de kurulan Dahomey Krallığı, 1894’te Fransa tarafından ilhak edilene kadar Batı Afrika’nın en güçlü ve etkili krallıklarından biriydi. Kral Behanzin’in saltanatı, krallığın Fransız kontrolüne geçtiği bir çatışma olan Franco-Dahomean Savaşı sırasında yenilgiyle sona erdi. Sonrasında, asa da dahil olmak üzere birkaç kraliyet hazinesi krallıktan çıkarıldı ve savaş ganimetlerinin bir parçası olarak Fransa’ya götürüldü. Sürgünden sonra Behanzin hayatının geri kalanını Martinik ve Cezayir’de yaşadı ve 1906’da burada öldü. Külleri daha sonra Benin’e geri gönderildi ve krallığın eski başkenti Abomey’e gömüldü.

Müzayedenin durdurulması, Benin’in kayıp mirasını geri alma çabalarında güçlü bir an olarak görülüyor. Bu eylem, yağmalanan eserlerin iadesi için yıllardır yapılan savunuculuğun ardından geldi; Başkan Talon daha önce Fransa ve diğer eski sömürge güçlerine Afrika ülkelerinden alınan kültürel hazineleri iade etmeleri çağrısında bulunmuştu.

Bu kalıntıların müzayededen derhal kaldırılması bir zafer olarak kutlanırken, Benin’in bu ve diğer kültürel eserlerin kalıcı olarak iadesi için çabalarını sürdürüp sürdürmeyeceği henüz belli değil. Ülkenin çabaları, sömürge döneminde alınan kültürel kimliği ve tarihi geri almaya yönelik daha geniş bir Afrika hareketinin parçasıdır.

Bu zafer, çalınan nesneleri geri vermekten daha fazlasıdır; kültürel koruma ve Afrika’nın zengin tarihinin tanınmasının önemi hakkında bir ifadedir. Benin halkı için bu eserler sadece kalıntılar değildir; geçmişlerine ve bir ulus olarak kimliklerine güçlü bir bağ temsil ederler. Kültürel mirasın geri verilmesiyle ilgili konuşmalar devam ederken, Benin’in cesur hareketi, kayıp hazinelerini geri kazanmaya çalışan diğer Afrika ulusları için bir umut ışığı olarak durmaktadır.