Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız, Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle karşılıklı güvene dayalı ilişkileri bulunduğunu ve Sudan’da siyasi süreci desteklemeye hazır olduğunu belirtti.
BM Güvenlik Konseyi’nde, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın başkanlığında Sudan’daki gelişmelere ilişkin üst düzey katılımlı oturum düzenlendi.
Yıldız, burada yaptığı konuşmada, Sudan’da ikinci yılını dolduran ihtilafın insani bir felakete dönüştüğüne dikkati çekti.
Ülkede 11 milyondan fazla insanın yerinden edildiği ve yüz binlerce kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Yıldız, “Çatışma nedeniyle birçok sağlık tesisi dahil olmak üzere hayati öneme sahip altyapılar yok olmuştur. Türkiye, insani kriz ve çatışmanın devam etmesinden son derece endişelidir. Sudan ve halkıyla uzun ve köklü ilişkileri bulunan Türkiye, Sudan’ın birliğine, toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve dış müdahalelerden bağımsızlığına büyük önem vermektedir.” dedi.
“Türkiye insani yardımlarını sürdürüyor”
Yıldız, Türkiye’nin uluslararası toplumun, Sudan halkının acısını hafifletmek ve insani yardımları artırmak için yaptığı tüm samimi çabaları desteklediğini söyledi.
Bu doğrultuda Türkiye’nin Sudan halkına insani yardım sağlamaya devam ettiğini kaydeden Yıldız, yakın zamanda üç Türk yardım gemisinin Sudan Limanı’na ulaşarak yaklaşık 8 bin ton insani yardım malzemesi teslim ettiğini bildirdi.
Yıldız, diğer taraftan Nyala Sudan Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin zorlu koşullara rağmen faaliyetlerini sürdürdüğünü belirtti.
Türkiye’nin Port Sudan’da büyükelçilik düzeyinde varlığını devam ettirmesinin de Sudan hükümeti ve halkının yanında olma kararlılığının açık bir göstergesi olduğunu dile getiren Yıldız, “Afrika’nın güvenliği, istikrarı ve refahı, mevcut küresel krizlerin kapsamlı etkileriyle daha da kırılgan hale gelmiştir. Kalıcı çözümler bulmak, yalnızca iç ve dış nedenlerin doğru bir şekilde ele alınmasıyla mümkündür. Bu nedenle, Sudan halkına yardım etmek için yalnızca belirtilerle değil, hastalığın nedenleriyle ilgilenmeliyiz.” diye konuştu.
Büyükelçi Yıldız, Sudan’daki çatışmanın derhal durdurulması gerektiğini vurguladı.
Artan küresel krizler ve zorluklar arasında Sudan’ın uluslararası toplumun dikkatinden uzaklaşmasına izin verilmemesi gerektiğini kaydeden Yıldız, tarafları müzakere edilmiş bir çözüme ikna etmek için birlikte hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Yıldız, Türkiye’nin Cidde Bildirisi’nde yer alan unsurların bu çatışmayı sona erdirme yolunda temel bir referans olduğuna inandığını ifade etti.
“Karşılıklı saygıya dayalı, bütüncül ve eşit bir ortaklık kurduk”
Türkiye’nin, Afrika ülkelerinin kalıcı barış, demokrasi, sürdürülebilir kalkınma ve refah arzusunu desteklemek için kaynaklarını seferber ettiğine dikkati çeken Büyükelçi Yıldız, “Afrika Birliği’nin stratejik bir ortağı olarak, ülkelerle karşılıklı saygıya dayalı bütüncül, kapsayıcı ve eşit bir ortaklık kurduk.” bilgisini verdi.
Yıldız, ilişkilerin tüm düzeylerde ilerlediğini vurgulayarak, Afrika ülkeleri arasındaki anlaşmazlıkları ele almaya yönelik arabuluculuk çabalarının önünü açan karşılıklı bir güven oluştuğunu ifade etti.
“Siyasi sürece katkı sağlamaya hazırız”
Büyükelçi Yıldız, “Sudan’daki insani faaliyetlerimizin yanı sıra tüm siyasi süreçleri başlatmak veya bu süreçlere katılmak suretiyle Doğu Afrika’daki istikrar ve güvenliğe daha fazla katkı sağlamaya hazırız.” diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin bu konuda kararlı ve hazır olduğunu Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan’a ilettiğini duyurdu.
Sudan’da her iki tarafa da, sivillere daha fazla zarar gelmesini ve kan dökülmesini önlemek için azami itidal göstermeleri çağrısını yineleyen Yıldız, uluslararası toplumu da yalnızca Sudan’daki insani krizi değil, aynı zamanda ülkenin karşı karşıya olduğu siyasi zorlukları ele almak için çabalarını artırmaya davet etti.
Büyükelçi Yıldız, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sudan halkı, umutsuzluğa yol açan endişe ve çıkarların bir kenara bırakılmasıyla, şiddet ve ölüm sarmalından kurtarılmayı hak etmektedir. Türkiye, Sudan halkına güçlü desteğini bir kez daha teyit eder ve uluslararası topluma, insani yardım çabalarının yanı sıra siyasi alandaki arabuluculuk girişimlerini de artırma çağrısında bulunur.”
