Birleşik Krallık ve Mauritius arasında Chagos Adaları üzerinde bir egemenlik anlaşmasının sonuçlandırılması çabaları, sekteye uğradı.
Birleşik Krallık ve Mauritius arasında Chagos Adaları üzerinde bir egemenlik anlaşmasının sonuçlandırılması çabaları, Mauritius’un yeni Başbakanı Navin Ramgoolam’ın selefi tarafından aracılık edilen taslak anlaşmayı reddetmesiyle sekteye uğradı. Ramgoolam, önerilen anlaşmanın “ülkenin bekleyebileceği faydaları üretmeyeceğini” savundu ve görüşmelerin yeni karşı önerilerle yeniden başladığını doğruladı.
İlk olarak önceki Mauritius yönetimi altında yapılan anlaşma, İngiltere’nin Chagos Adaları (aynı zamanda Britanya Hint Okyanusu Toprakları olarak da bilinir) üzerindeki egemenliğini devretmesini ancak Diego Garcia’daki stratejik açıdan hayati önem taşıyan İngiltere-ABD askeri üssünün kira sözleşmesini elinde tutmasını içeriyordu.
Ramgoolam, Salı günü Mauritius parlamentosuna hitaben yaptığı konuşmada, “Mauritius, Birleşik Krallık ile bir anlaşma imzalamaya istekli olduğunu açıkça belirtti ancak genel seçimlerden sonra bize gösterilen taslak anlaşmanın, bizim görüşümüze göre, ülkenin beklediği faydaları sağlamayacağını” belirtti.
Mauritius’un İngiltere’ye karşı öneriler sunduğunu, İngiliz hükümetinin de şu anda kendi yönetimi tarafından incelenen bir yanıt verdiğini açıkladı.
Gerilemeye rağmen Downing Sokağı müzakereler konusunda iyimserliğini dile getirdi. İngiltere Başbakanı’nın bir sözcüsü, “Mauritius ile yaptığımız anlaşma, bölgesel ve uluslararası güvenlikte çok önemli bir rol oynayan İngiltere-ABD üssünün uzun vadeli güvenli operasyonunu koruyor.” dedi.
Taslak anlaşma ayrıca ABD’deki üst düzey isimlerden endişeler uyandırdı ve bazıları ABD ulusal güvenliğine yönelik potansiyel riskler konusunda uyardı. Göreve yeni gelen ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, daha önce Çin’in Mauritius’taki artan etkisine ilişkin korkuları gerekçe göstererek anlaşmayı “ciddi bir tehdit” olarak tanımladı.
Her iki taraf da bir anlaşmaya varma konusunda kararlılığını sürdürürken, yeni Mauritius yönetimi, herhangi bir anlaşmanın ülkenin çıkarlarına öncelik vermesi gerektiğini açıkça ortaya koyarak, Chagos Adaları’nın egemenliğinin geleceğini hassas bir dengede bıraktı.