Ünlü müşterilerine cesur ve renkli tasarımlarla dikkat çeken Kenyalı tasarımcı, kıyafetlerini daha geniş kitleler için erişilebilir hale getirmeyi hedefliyor.
Kenyalı ünlü moda tasarımcısı Allen ‘the Dapper’ Igatanyi, tarzını cesur, benzersiz ve asla basit olarak tanımlıyor. Kenya’nın moda sahnesinde kendine bir isim yapan Igatanyi’nin eklektik giyim markası FALA Wear, müzik endüstrisinin önde gelen isimlerinden Mejja, Otile Brown ve gengetone sanatçıları Ethic tarafından tercih ediliyor.
Ancak, birçok kişi markanın kökeninin, Allen’ın rahmetli annesinin sade ofis kıyafetlerinden Afrika esintileri taşıyan renkli bir kreasyon yaratmasına dayandığını bilmiyor. “Anneme ait mavi palazzo tarzı bir pantolonu hızla kesip şort yaptım,” diyor. “Ceketin kollarını da kestikten sonra, arkasına ve yakalarına Afrika desenli kumaşlar ekledim.”
Moda ‘aptalı’
Bu, Allen’ın Kenya argosunda ‘aptal’ anlamına gelen ‘fala’ adını kazanacağı birçok tasarımın ilkiydi. Gülümseyerek, 29 yaşındaki Allen şöyle hatırlıyor: “Her zaman Afrika tarzı ilginç kıyafetler giyen bir adamdım. İnsanlar benim geldiğimi görür ve ‘cheki yule fala’ (şu aptala bakın) derlerdi. Bu durumu olumlu bir şeye dönüştürüp markam olarak kullanmaya karar verdim. İşte bu şekilde, FALA Wear 2015 yılında doğdu.”
Allen’ın ‘şık’ lakabının da ilginç bir kökeni var. “Bu isim aslında kilisedeki bir papazdan geldi. Cemaate vaaz verirken beni işaret ederek, ‘Tanrı, bu çocuk gibi temiz ve şık görünen insanları sever’ dedi. Bu sözlerden sonra ‘şık’ kelimesinin kulağa hoş geldiğini düşündüm ve kendimden bu şekilde bahsetmeye başladım.”
Allen, başkent Nairobi’deki prestijli Buruburu Güzel Sanatlar Enstitüsü’ne (BIFA) kaydoldu, ancak kısa süre içinde kendi tasarımlarına odaklanmak için okuldan ayrılmaya karar verdi.
Allen, BIFA’daki deneyimlerini değerlendirirken, “BIFA’daki deneyimim genel olarak iyiydi. Ancak, moda hakkında ders dinlemek yerine, sektörde aktif olarak çalışarak ve gerçek dünyadaki deneyimlerle öğrenmenin daha faydalı olacağını düşündüm. Bu nedenle, orada bir hafta bile kalmadan okuldan ayrıldım,” şeklinde açıklamada bulundu.
Kameraya hazır
Allen’ın ilk stilistlik deneyimi bir müzik videosu çekiminde oldu. Ancak, bu iş, Allen’a göre, tercih ettiği soğuk, sert paradan ziyade “deneyim” olarak daha fazla ödeme yapan, nankör bir işti.
“O çekim için tüm sahnelerdeki herkesi giydirmem gerekiyordu ve bu oldukça zorlu bir süreçti. Çünkü kıyafetleri bir araya getirmekte bana yardımcı olabilecek bir stil ekibim yoktu. Tüm bu süreci tek başıma yönetmek ve sonunda ödeme almamak gerçekten sinir bozucuydu,” diye hatırlıyor Allen.
Buna rağmen, bu zorlu deneyim, Allen’ın markasını yavaş yavaş oluşturmasına yardımcı olan diğer stil işlerinin kapılarını açtı. Büyük çıkışını, o dönemin Kenya’nın en büyük gospel sanatçılarından biri olan Jimmy Gait’e stilistlik yapma fırsatını elde ettiğinde yaşadı.
Allen, “O video büyük bir hit haline geldi ve bir stilist olarak benim için dönüm noktası oldu çünkü o dönemde herkesin eşlik ettiği bu hit şarkının bir parçası olmayı başarmıştım,” diyor.
“Birdenbire pek çok sanatçı ve genel olarak insanlar benimle çalışmak ve tasarımlarımı satın almak için bana ulaşmaya başladı. Bu da, diğer moda markalarıyla işbirliği yapma fırsatlarını artırdı.”
Ünlü statüsü
Sanatçıları kamera karşısına hazırlamak ve film ile TV profesyonelleriyle iç içe çalışmak, Allen’a başka bir yeteneğini keşfetme fırsatı verdi: oyunculuk. Bu yetenek, moda becerileriyle mükemmel bir uyum sağladı ve Allen’ın ünlü statüsünü daha da yükseltti. Sonunda, Güney Afrika yayın platformu Showmax’te yayınlanan popüler bir reality dizisinde rol alarak televizyon dünyasına adım attı.
Artan görünürlüğü, Allen’a farklı müşteri kitleleriyle çalışırken tasarım sanatını savunma konusunda önemli dersler kazandırdı. “Her zaman içgüdülerinizi dinlemek ve bununla gelen riskleri cesurca üstlenmek önemlidir,” diyor. “Moda dünyasında çalışmak bana minnettar olduğum pek çok fırsat sundu. Müşteri her zaman haklı olsa da, kendinize güvenmek ve sanatınızın değerini korumak çok önemli.”
Allen, bu düşünce yapısının, özellikle kariyerinde ona ilham verdiğini belirtiyor. “Birinin moralini düzeltebilecek, ona cesaret verebilecek bir moda yaratmak istiyorum,” diyor. “Ve en büyük hayalim, bir gün kıyafetlerimin herkese ulaşması.”