Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Bayraktar, “20 yıl sonra çocuklarımıza adil dünya için ayağa kalktığımızı söyleyebilmek istiyorsak, bugün iyiliğe doğru zerre kadar da olsa küçücük bir adım atarak işe başlamalıyız.” ifadelerini kullandı.
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Al Jazeera yayın kuruluşu için kaleme aldığı makalede, “20 yıl sonra çocuklarımıza adil dünya için ayağa kalktığımızı söyleyebilmek istiyorsak, bugün iyiliğe doğru zerre kadar da olsa küçücük bir adım atarak işe başlamalıyız.” ifadelerini kullandı.
Bayraktar, Katar merkezli Al Jazeera yayın kuruluşu için Filistin konulu İngilizce bir makale kaleme aldı.
“Adil bir dünya için Filistin’i destekleyin” başlığını taşıyan makalede Bayraktar, ABD Kongresine hitap eden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun uluslararası kamuoyunun 40 bin erkek, kadın, çocuk ve bebeğin öldürüldüğü Gazze’de savaş suçu ve insanlığa karşı suç işleyen İsrail’e yönelik eleştirilerini reddettiğini belirtti.
Bayraktar, “Ayrıca yakın gelecekte kan dökmeye son vereceğine dair bir işaret vermeyi reddederek hükümetinin soykırım ve imha politikalarının arkasında duran Netanyahu, Amerika’nın önde gelen politikacıları tarafından defalarca ayakta alkışlandı. Şeytan ve avaneleri yere inip ayin yapsa bu kadar cüretkar olamazlardı. Bilimsel kanıtlar, Allah’ın yeryüzünü 4 milyar yıl önce yarattığına işaret ediyor. Dünya defalarca yıkıldı ve yeniden inşa edildi. Son 200 bin yılda insanoğlu, geçmiş hatalardan ders alabilmek, barışı muhafaza etmek ve düzeni sağlamak için kurumlar ve örgütler kurdu. Buna yönelik anlaşmalar kaleme aldı.” ifadelerini kullandı.
Bayraktar, insanoğlunu diğer canlılardan ayıran noktanın burası olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bizler bir milyon yıldır aynı barajı inşa eden kunduzlardan farklı olarak, bilgiyi biriktirme ve gelecek nesillere aktarma kabiliyetine sahibiz. İşte bu nedenle Antonio Gramsci’nin 1932’de, yani II. Dünya Savaşı’ndan hemen önce sarf ettiği sözlerin günümüzde karşılık bulması ürkütücüdür: ‘Eski dünya ölüyor, yenisi doğmakta zorlanıyor. Şimdi canavarların zamanı.’ İnsanlık yüz yıl sonra başladığı noktaya dönmüş bulunuyor. Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi barışı ve adaleti savunan kurumlar ile metinler ortaya çıkarmamıza rağmen, bugün tarihin ilk canlı yayınlanan soykırımına şahitlik ediyoruz.”
“Filistin’de yaşanan acıların tarihte eşi benzeri olmamıştır. Ahlaki bir vazife olarak adaletsizliğe direnmenin 75 senedir tecessümü olan Filistin halkı, küresel bir seyirci kitlesinin gözleri önünde hayatta kalma cüretini göstermektedir.” ifadelerini kullanan Bayraktar, şunlara dikkati çekti:
“Filistinlilerin direnişi, çok sevdiğim bir şiirde tasvir edilen insanlığın adalet mücadelesini temsil etmektedir: ‘Siz kahramanısınız çelik dişliler arasında direnen insanlığın.’ Adalet ve daha iyi bir dünya kurma mücadelesinin, müşterek bilincimizde derin karşılıkları olan meseleler olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Bir başka şiirde çok vurucu bir biçimde ifade edildiği gibi: ‘Bilirim ki yaşamak berrak bir gökte çocuklar uğruna savaşmaktır.'”
“Önemsiz görünen hareketler değişim hareketine katkıda bulunabilir”
Bunun yalnızca teorik bir ideal değil, insanlığın tarihi kötülüklerin tekrarını engellemek, adil ve huzurlu bir dünya kurmak için benimsemek zorunda olduğu pratik bir ihtiyaç olduğunu belirten Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu:
“Yaklaşık 20 yıl önce, MIT’de (Massachusetts Institute of Technology) araştırma asistanı olduğum dönemde, bir grup öğrenci olarak Filistin mücadelesi hakkında farkındalık oluşturmak maksadıyla bir araya gelmiştik. Duvarlara afişler asacak, bilgilendirici filmler gösterecek, el ilanları dağıtacaktık. Günümüzde uluslararası toplumun anlamlı bir adım atmasına mani olan eylemsizlik, o günlerde de şu sorularla kendini gösteriyordu: ‘Bunu yapınca ne değişecek? Onlarca senedir devam eden kanamayı bu mu durduracak?’ Bu şüpheler anlaşılır olsa da neticede yanlıştı. Zira önemsiz görünen hareketler etkisini derhal göstermeyebilir veya zahir olmayabilir. Ancak daha kapsamlı bir farkındalık ve değişim hareketine katkıda bulunabilirler. Bugün protestolar ABD ve Avrupa’yı, hatta Harvard, MIT ve Columbia gibi dünyanın en prestijli okullarını kasıp kavuruyor.”
İster düzenlenen etkinlikler ister bireysel çabalar şeklinde olsun yapılanların daha büyük bir adalet mücadelesine katkı sunduğuna işaret eden Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:
“Bizler sadece pasif gözlemci değiliz. Toplumlarımızın ahlaki dokusunu şekillendirme konusunda aktif katılımcılarız. Aradığımız değişimi ise önce kendimizde başlatmalıyız. Arkadaşlarıma 20 yıl önce söylediğim gibi direniş ve mücadele yalnızca ön saflardaki kahramanlara ait değildir. Aynı zamanda geride kalanların ataleti harekete dönüştürmesinin aracıdır. Nihai hedef, çocuklarımızın güvenli ve onurlu bir biçimde büyüyebileceği bir dünya kurmaktır. Bunun içinse adaleti ihya edecek, zulme meydan okuyacak, barışı savunacak toplu bir çaba gerekir. Şiir devam ediyor: ‘Çünkü biz savaşmasak, anamın giydiği pazen, sofrada böldüğümüz somun, yani ıscacık benekleri çocukluğumun, cılk yaralar halinde; yayılırlar toprağa, etlerimiz kokar, gökyüzünü kokutur.’ Harekete geçmezsek neticesi bu olacaktır. Peki, insanlığın böyle bir kıyametin zeminini hazırlamaktan vazgeçmesi için ne gerekli? Şiiri okumaya devam edelim: ‘Dünya kirletilmez bir inatla dönüyor, altımıza yıldızlar seriliyor; yüzüm suya davranıyor koşaraktan ve inzal.'”
“Filistin halkı direnerek vazifesini yerine getiriyor”
Filistin halkının direnerek vazifesini yerine getirdiğini belirten Bayraktar, “Değişmesi gereken geriye kalanlardır, yani hepimiz. Sadece Filistin’de adalet için ayağa kalkan bir avuç insan değil. Geride kalanlar değişmezse dünya kurtarılamaz. 20 yıl sonra çocuklarımıza adil dünya için ayağa kalktığımızı söyleyebilmek istiyorsak, bugün iyiliğe doğru zerre kadar da olsa küçücük bir adım atarak işe başlamalıyız.” görüşünü paylaştı.